bazen duruyorum bakıyorum hayatıma diyorum ki; deli miyiz biz bu ne koşturmaca?
önce kendimle başlıyorum; işten eve, evden işe.. bazı günler cozutup, evde de çalışmaca.. bazı günler bir vurdumduymazlık ile gezmece.. ama hep bi acele! ne için belli değil.. hep bi hedef koyma; aman şu gün bitsin, aman şu hafta geçsin, amanın şu ayı da bi atlatsak.. özellikle son bir yılımın nasıl geçtiğine akıl sır erdiremedim.. günleri kovalıyorum ama aylar geçip gidiyor bir anda..
sonra çevreme bakıyorum; çocuğu, genci, yaşlısı hep bi hayat gailesi içinde..
ben küçükken biz çocuktuk.. şimdiki çocuklar varamıyor günlerinin tadına sanki? ben okuldan çıkar, anneanneme gider, tvde şirinler, jetgiller, küçük golcü, şeker kız candy ve dahasını izlerdim.. şimdikilerin ömrü dershanelerde geçiyor malesef.. yaz tatili de bilgisayar başında.. sokakta oynamak mı? aman aman başına bişe gelir falan mazallah...
buarada minicik ufacık bir yeğenim var 2 aylık, onun böyle olmaması için elimden geleni yapcam!
çocuklar bile küçük yaşta strese maruz kalmışken, bizim iş, güç, sorumluluk, maddi ihtiyaçlar, vs derken koşturmacaya girmemiz daha normal sanırım? derken bu "normal" diye tasvir ettiğim hayatın büyük kısmının mutsuzluklarla dolup taştığının farkına varıyorum.. sonra kendi kendime, boş ver yaa su yolunu bulur, koşturup durma diyorum ama nafile.. buna inancım kısa sürede uçup gidiyor, farkına bile varmıyorum..
bir arkadaşım facebook statusüne; "
konuyu uzatmak, dallandırıp budaklandırmak çok mümkün ama malum sabah işe gidip, koşturmacamın kenarından yakalamalıyım yine..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder