Moda ile fazla ilgilenen biri değilim ama Pink Freud'un yazdıklarını genelde keyifle okuyorum! İşte onlardan bir tanesi daha.. bu seferkinin ayrı bir özelliği de bir çok kişinin ilgisini çekebileceğini düşündüğüm resimler, bence harikalar..
Bi kot bi tişört: Christian Louboutin Fall 2011 Lookbook: "Christian Louboutin 'in 2011 Sonbahar koleksiyonu için hazırladığı mükemmel ötesi lookbook u eminim herkes görmüştür. Herkes yemeden içmed..."
21 Haziran 2011 Salı
16 Haziran 2011 Perşembe
nerde/neler yaşıyoruz biz?!?
bugün eve gelince açtım tvyi ve yarım saat kadar haberleri izleyince kafamda oluşan sorular; nerde yaşıyoruz biz? neler yaşıyoruz biz?
neden mi?
ilk açtığımda güzel Ankara'mın haberi vardı. Bugün yağmurlar, dolular yağmış sel götürmüş Ankara'yı. Muhterem belediye başkanımız İ.Melih Gökçek'in muhteşem alt geçitlerinin altı su dolmuş.. insanlar boğulma tehlikesi yaşamış. Spikerimiz de der ki; "başkentte deniz yok ama vatandaş yüzerek karaya çıktı" e tabii yüzmek başkentlinin de hakkı, hayaldi gerçek oldu!
Ve 2nci haber; Adana'da bademcik ameliyatı geçiren küçük bir kızın boğazında gazlı bez unutlduğu 1 hafta sonra fark ediliyor. Tabii buarada kız yemek yiyemiyor, solunumu etkileniyor, vs, vs.. doktora gidiyorlar ve doktor iyileşir iltihap var falan diyip gönderiyor.. en sonunda da gazlı bezi aile fark ediyor!
Ve bir sonraki; çok eşlilik mevzuu.. herkese ne düşündüğünü soruyorlar; bir genç delikanlı da "20 yaşında olduğum için bu bana avantajlı görünüyor olabilir" diyor!!!
Ve son haber; yine muhterem bakanlarımızdan biri İbo'yu ziyarete gitmiş.. eski eşleri, sevgilisi bile gidemiyormuş Bakana kıyak geçilmiş falan filan..
Son haberi de görmemle kanalı değiştirmem bir oldu.. ve diğer kanallarda aynı anda aynı başlık "Ankara'yı sel aldı." hadi baştan bir daha..
gerçekten "nerde yaşıyoruz biz? neler yaşıyoruz biz?" diye düşünmekten kendimi alamadım.. çok rahatsız oldum, onun ötesinde çok da üzüldüm..
ne dinlediysem onu yazıp fazla yorum yapmak istemedim, yorumlar size ait..
hakkımızda hayırlısı..
neden mi?
ilk açtığımda güzel Ankara'mın haberi vardı. Bugün yağmurlar, dolular yağmış sel götürmüş Ankara'yı. Muhterem belediye başkanımız İ.Melih Gökçek'in muhteşem alt geçitlerinin altı su dolmuş.. insanlar boğulma tehlikesi yaşamış. Spikerimiz de der ki; "başkentte deniz yok ama vatandaş yüzerek karaya çıktı" e tabii yüzmek başkentlinin de hakkı, hayaldi gerçek oldu!
Ve 2nci haber; Adana'da bademcik ameliyatı geçiren küçük bir kızın boğazında gazlı bez unutlduğu 1 hafta sonra fark ediliyor. Tabii buarada kız yemek yiyemiyor, solunumu etkileniyor, vs, vs.. doktora gidiyorlar ve doktor iyileşir iltihap var falan diyip gönderiyor.. en sonunda da gazlı bezi aile fark ediyor!
Ve bir sonraki; çok eşlilik mevzuu.. herkese ne düşündüğünü soruyorlar; bir genç delikanlı da "20 yaşında olduğum için bu bana avantajlı görünüyor olabilir" diyor!!!
Ve son haber; yine muhterem bakanlarımızdan biri İbo'yu ziyarete gitmiş.. eski eşleri, sevgilisi bile gidemiyormuş Bakana kıyak geçilmiş falan filan..
Son haberi de görmemle kanalı değiştirmem bir oldu.. ve diğer kanallarda aynı anda aynı başlık "Ankara'yı sel aldı." hadi baştan bir daha..
gerçekten "nerde yaşıyoruz biz? neler yaşıyoruz biz?" diye düşünmekten kendimi alamadım.. çok rahatsız oldum, onun ötesinde çok da üzüldüm..
ne dinlediysem onu yazıp fazla yorum yapmak istemedim, yorumlar size ait..
hakkımızda hayırlısı..
15 Haziran 2011 Çarşamba
İş Bankasında İşkence
Ağustos ayında bir yurtdışı planım var (minik yeğenimi görmeye gitcem) ve bir çoğunuz bilirsiniz ki vize başvurularında varımızı, yoğumuzu, gelmişimizi, geçmişimizi ortaya döküyoruz, fişleniyoruz, vs, vs.. buna zaten sinir oluyorum ama bugün konum bu değil..Neyse.
Önceki gün İş Bankasına vize başvurumda verebilmek için hesap ekstremi ya da dökümünü ya da hesap hareketlerimi nasıl adlandırmak isterseniz onu almaya gittim.. (Veznedeki hanımefendi bir türlü almam gereken belgenin adını koyamadı da!) bu hanımefendi önce bir süre nasıl bir belge hazırlaması gerektiğini düşündü, ve sonra buna karar verdiğinde benden vereceği belge için sayfa başı 3,15 TL ücret alması gerektiğini belirtti!!! alt tarafı bir A4 kağıt için 3,15TL istemeye utanır insan ya!!! üstelik İş bankasından ben bu belgeleri daha önce ÜCRETSİZ aldım..
Sonrasında bir de şu diyalogları yaşadık;
Ben: diğer bankalarda böyle bir ücret yok, siz niye alıyosunuz? (aslında olanlar var da 3TL olan görmemiştim!)
O: merak etmeyin onlar da başka bir yerden çıkarıyordur parasını (diyip bi de güldü utanmazca!)
Ben: İş bankasından daha önce ücretsiz almıştım bu belgeyi (ki gerçekten aldım 6 ay önce)
O: onlar insiyatif kullanmış. İyisi mi siz kendi şubenize gidip işlem yapın
Ben: Şubem Ankara'da!
O: hmmm, her zaman çalıştığınız şubeyse insiyatif kullanmışlardır
Ben: oraya da ilk defa gitmiştim ve ücret ödememiştim. Neyse 1-2 sayfa bişi neyse parası vericez artık!
O: hmmm, bi dakka, genel müdürlükten onay istedim belge için gün içinde onay gelir, siz de bir ara gelir alırsınız
Ben: tabi tabi boş geziyorum ben çünkü, arada buraya da uğrarım, işim gücüm vaar benim alamam!
O: o zaman siz bu hesabı kapatıp yeni bir hesap açın (çok akıllıca di miii??!?)
Ben: yarın bu belgeyi konsolosluğa vericem!
O: hmmmm, hmmmm...
Ben: geçmiş falan da istemiyorum sadece bana ne kadar param olduğunu gösteren bir belge verin
O: (bir kağıt çıkarıp) bu olur mu?
Ben: aslında olmaz ama olcak artık sizinle!
O: peki genel müdürlükten onay gelince alacak mısınız öbürünü?
Ben: ?!?!?!?!?
İş bankasıyla (özellikle Ataşehir şubesiyle) çalışana Allah kolaylık versin.
Öğle saatinde koştur koştur gidip bir de bu hanımefendiyi çekmek zor oldu benim için..
En kısa sürede İş Bankasıyla ilişiğimi kesmeyi düşünüyorum!
sayfa başı 3,15TL nedir? ayrıca bu pratik zeka nedir?
Önceki gün İş Bankasına vize başvurumda verebilmek için hesap ekstremi ya da dökümünü ya da hesap hareketlerimi nasıl adlandırmak isterseniz onu almaya gittim.. (Veznedeki hanımefendi bir türlü almam gereken belgenin adını koyamadı da!) bu hanımefendi önce bir süre nasıl bir belge hazırlaması gerektiğini düşündü, ve sonra buna karar verdiğinde benden vereceği belge için sayfa başı 3,15 TL ücret alması gerektiğini belirtti!!! alt tarafı bir A4 kağıt için 3,15TL istemeye utanır insan ya!!! üstelik İş bankasından ben bu belgeleri daha önce ÜCRETSİZ aldım..
Sonrasında bir de şu diyalogları yaşadık;
Ben: diğer bankalarda böyle bir ücret yok, siz niye alıyosunuz? (aslında olanlar var da 3TL olan görmemiştim!)
O: merak etmeyin onlar da başka bir yerden çıkarıyordur parasını (diyip bi de güldü utanmazca!)
Ben: İş bankasından daha önce ücretsiz almıştım bu belgeyi (ki gerçekten aldım 6 ay önce)
O: onlar insiyatif kullanmış. İyisi mi siz kendi şubenize gidip işlem yapın
Ben: Şubem Ankara'da!
O: hmmm, her zaman çalıştığınız şubeyse insiyatif kullanmışlardır
Ben: oraya da ilk defa gitmiştim ve ücret ödememiştim. Neyse 1-2 sayfa bişi neyse parası vericez artık!
O: hmmm, bi dakka, genel müdürlükten onay istedim belge için gün içinde onay gelir, siz de bir ara gelir alırsınız
Ben: tabi tabi boş geziyorum ben çünkü, arada buraya da uğrarım, işim gücüm vaar benim alamam!
O: o zaman siz bu hesabı kapatıp yeni bir hesap açın (çok akıllıca di miii??!?)
Ben: yarın bu belgeyi konsolosluğa vericem!
O: hmmmm, hmmmm...
Ben: geçmiş falan da istemiyorum sadece bana ne kadar param olduğunu gösteren bir belge verin
O: (bir kağıt çıkarıp) bu olur mu?
Ben: aslında olmaz ama olcak artık sizinle!
O: peki genel müdürlükten onay gelince alacak mısınız öbürünü?
Ben: ?!?!?!?!?
İş bankasıyla (özellikle Ataşehir şubesiyle) çalışana Allah kolaylık versin.
Öğle saatinde koştur koştur gidip bir de bu hanımefendiyi çekmek zor oldu benim için..
En kısa sürede İş Bankasıyla ilişiğimi kesmeyi düşünüyorum!
sayfa başı 3,15TL nedir? ayrıca bu pratik zeka nedir?
♥ bir minik melek ♥
tam 9 gün önce bir minik melek dünyaya gözlerini açtı.. doğdu yeğenim, teyze oldum..
bu duyguları kelimelere dökmek çok zor.. hani derler ya kelimelerin kifayetsiz kaldığı an diye işte o duygu gerçekmiş.. doğduğundan beri bu güzel duyguyu paylaşmak istiyorum ama her yazmaya çalıştığımda nasıl başlasam bilemedim..
doğana kadar her şey daha farklıydı, yeğenim olcak demek güzeldi, mutluluk vericiydi.. ama doğduğunda kanımdan canımdan bir bebeğin dünyaya geldiğini bilmek apayrı.. yazmaya çalışıyorum ama yaşadığım hissi sadece "mutluluk" kelimesiyle tarif etmeye çalışmak hafif kalıyor..
teyze olunca böyle hissediyorken, anneliği hayal bile edemiyorum..
evet mutluyum ama bir derdim var; bebiş İngiltere'de =( onu görememek öyle zor ki! skype vesilesiyle (çok şükür böyle teknolojilere!) görmek güzel ama yetersiz.. onu kucağıma almak, koklamak istiyorum.. minik ayaklarını öpmek, ensesinden gıdıklamak istiyorum:)
bu duyguları kelimelere dökmek çok zor.. hani derler ya kelimelerin kifayetsiz kaldığı an diye işte o duygu gerçekmiş.. doğduğundan beri bu güzel duyguyu paylaşmak istiyorum ama her yazmaya çalıştığımda nasıl başlasam bilemedim..
doğana kadar her şey daha farklıydı, yeğenim olcak demek güzeldi, mutluluk vericiydi.. ama doğduğunda kanımdan canımdan bir bebeğin dünyaya geldiğini bilmek apayrı.. yazmaya çalışıyorum ama yaşadığım hissi sadece "mutluluk" kelimesiyle tarif etmeye çalışmak hafif kalıyor..
teyze olunca böyle hissediyorken, anneliği hayal bile edemiyorum..
evet mutluyum ama bir derdim var; bebiş İngiltere'de =( onu görememek öyle zor ki! skype vesilesiyle (çok şükür böyle teknolojilere!) görmek güzel ama yetersiz.. onu kucağıma almak, koklamak istiyorum.. minik ayaklarını öpmek, ensesinden gıdıklamak istiyorum:)
12 Haziran 2011 Pazar
Karikatür Seven?
Yiğit Özgür seven elime mum diksin! :)
Kıyamam ben onaaa:((
|
8 Haziran 2011 Çarşamba
Mim #2 ; ben küçükken..
en son Kaka Kuka, "ben küçükken ... sanardım" konulu mim yazısında isteyen herkes yazsın dediğinde ben de konuyu sevip yazmaya karar vermiştim ama bir türlü fırsat olmadı:(
Ama gün bugündür hemen hatırımdaki 2-3 saçma küçüklük sanısını yazmak istiyorum:)
İlk olarak;
Annemin kan grubu B, adı Bedia, babamın kan grubu A,adı Aydın, ve ben küçükken bu kan grubu olayının isme göre olduğunu sanardım:)
benim ve ablamın da kan grupları AB. Ben küçükken onların çocuğu olduğumuz için AB olduğumuzu kavramış olup, ama büyüyünce bizim de kan grubumuz ismimize göre değişecek sanardım:)
İkincisi de;
Annem senelerdir aynı şirkette çalışıyor diye, ben küçükken herkes mezun olunca bir şirkette çalışmaya başlar ve ordan emekli olur sanardım. (eskiden öyleymiş diceksiniz ama aslında itiraf ediyorum buna inandığım yaşlarda pek de küçük sayılmam:) )
Üçüncü aklıma gelen de kopya kağıdıyla ilgili; ben küçükken kopya kağıtlarının sınavlarda kopya çekmek amaçlı olduğunu sanardım.. tam olarak nasıl kullanıldığını çok merak ettiğimi acaba nerden bulurum diye düşündüğümü hatırlıyorum:)
Aklıma gelenler işte bu kadaaar!
Ama gün bugündür hemen hatırımdaki 2-3 saçma küçüklük sanısını yazmak istiyorum:)
İlk olarak;
Annemin kan grubu B, adı Bedia, babamın kan grubu A,adı Aydın, ve ben küçükken bu kan grubu olayının isme göre olduğunu sanardım:)
benim ve ablamın da kan grupları AB. Ben küçükken onların çocuğu olduğumuz için AB olduğumuzu kavramış olup, ama büyüyünce bizim de kan grubumuz ismimize göre değişecek sanardım:)
İkincisi de;
Annem senelerdir aynı şirkette çalışıyor diye, ben küçükken herkes mezun olunca bir şirkette çalışmaya başlar ve ordan emekli olur sanardım. (eskiden öyleymiş diceksiniz ama aslında itiraf ediyorum buna inandığım yaşlarda pek de küçük sayılmam:) )
Üçüncü aklıma gelen de kopya kağıdıyla ilgili; ben küçükken kopya kağıtlarının sınavlarda kopya çekmek amaçlı olduğunu sanardım.. tam olarak nasıl kullanıldığını çok merak ettiğimi acaba nerden bulurum diye düşündüğümü hatırlıyorum:)
Aklıma gelenler işte bu kadaaar!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)